BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YARATICI YAZIM
1 Mayıs 2013 Çarşamba
27 Şubat 2013 Çarşamba
8 Point Arc
İnsanlığın başlangıcı
ile beraber başlayan hikaye anlatma (yazılı tarih ile beraber yazma)
metodlarının varabildiği en sistematik yöntemi bilmek ve yazabilmenin en önemli
anahtarlarını kavrayabilmek:
1- Statis: Anlatılacak hikayenin
ilk durumu ve dengesidir. Hikayenin karakterlerinin rutinleri, yaşadıkları
zaman ve mekanın olağanlığını tanımlamak için kullanılan terimdir statis. ‘’Tüm
hikayelerin başlangıcında hiçbir şey olmaz’’ şiarından hareketle özetlenebilir.
Bu olağanlık, durağanlığı yahut somut bir gerçeği ifade etmek zorunda değildir.
Yöntemi anlatmak için 8 aşamada da kullanacağım ‘’James Bond, Lord Of The
Rings=LOTR ’’ örneklerinden anlatmam gerekirse. James bond filmlerinin statis’i
macera ve aksiyondur. Bond hikayenin en başında mevzudan mevzuya akmakta, önüne
geleni harcamaktadır. Gökdelenlerden helikoptere atlayıp oradan denizde onu
bekleyen deniz altısına binerek magmaya inebilir. Bu James Bond’un aleladeliği
ve dengesidir. Bu anlamda LOTR üçlemesi yanıltıcı görünebilir zira film
hikayenin temellendirilmesi ile başlar. Yüzüğün öyküsü anlatılır. Fakat
kurmacanın dibine vurmuş olan Tolkien’ın statis’i ise kayıp yüzüğün
etkilemediği olağan bir Orta Dünya metaforudur. Bu kurmaca dünyada bir takım
ırklar (hobbit,elf,goblin,cüce) statislerinde ve bir dengede takılmaktadırlar.
2- Trigger: Statisteki dengeyi ve rutini bozan tetikleyicidir. Yolculuğun
başlatıcısıdır. Hikayenin kahramanlarına yahut mekan ve zaman algısına
genellikle dışarıdan gelen ateşleyicidir. Bond örneğinde bu trigger bağıra
bağıra gelir. Bond’un cep telefonuna yahut odasındaki teknolojik duvara gelen
bir mesaj ile Bond’un statis’i değişime uğrar. Elemanımız şu saatten sonra
bağlasan durmaz. Zira kurtarılacak bir ülke ve insanlar olduğu ve bunun Bond’a
bağlı olduğu bilgisi gelmiştir. Keza LOTR’da da yüzüğün asıl sahibi olan
kötülüklerin şahı, yok edilmiş kral Sauron’un ruhu tekrar piyasaya çıkar ve
yüzüğün emanetçisi hobbitlerden Bilbo, Gandalf’ın uyarısı ile yüzükle
vedalaşır. Bu hikayenin triggerları gizli ve çok olmasına rağmen bana göre asıl
baba trigger ‘’yüzüğün yok edilmesi gerekliliğidir’’. Bu gereklilik ile statis
dönülmez akşamın ufkuna girer.
Çeşitli triggerlar: Suç ve Ceza’da
sefalet içindeki karakter en sonunda saatini satmak zorunda kalınca triglenmiştir.
Veya evinde pinekleyen bir asosyal vatandaşı, camına konan bir kuşun cıvıltısı
trigleyebilir. Aşk filmlerinin hikayelerinin bodoslama triggerı ise
karakterlerin çarpışmasıdır.
!!!Yazardan aforizma: Trigger ne kadar soyut ve gizli olursa, hikaye o
kadar çok şey vaat eder.
3- Quest: Trigger’ın etkisi ile çıkılan arama yolculuğudur. Yolun
kendisidir. Bir çeşit üstlenilmiş sorumluluk/görev anlamına gelir. Bond’un tüm
ekipmanını ve hazırlıklarını tamamladığı aşamadır. Bu aşamaya yolculuğun bir
kısmı da dahil edilebilir. Mesela Bond reis kalkar saatte 500 Km hız yapan
arabası ile mevzu yapacağı mekana gider. Oralarda birileriyle tanışır, hırpalar,
arada hatun öper. LOTR’da ise sevimli hobbitlerimiz Frodo ve Sam’in,
memleketleri Shire’dan ayrılışları açık bir quest olarak Sam tarafından
dillendirilmiştir. Sam, daha önce hiç geçmediği bir sınıra geldiğinde çok pis
triplere girer. Frodo’ya ‘’lan biz quest aldık, uyandırayım’’ minvalinde bir
konuşma yapar. Fakat kurmacanın şahı değil şahbazı olan Tolkien’in asıl questi
daha barizdir; yüzük yok edilmeli.
4- Surprise: Sürpriz (bknz:lang to lang).
Quest’i çekici kılmak için üretilen problem, aşılması gereken engeldir.
Bu engeli hikayenin neresine koyarsanız, questin parlamaya başladığı yer
olacaktır. Sürprizin biçimi ve zorluğu da hikayeye derinlik katmak için
elzemdir. Bond’un karşısına çeşitli sürprizler çıkmakla beraber genelde çok
sağlam korunan bir mekan yahut anlaşılamayan ilişkiler bütünü gibi engeller
çıkar. Lotr’da ise sürpriz epey sağlamdır. Kurmacanın tillahı olan Tolkien,
‘’yüzüğün sadece tek bir mekanda yok edilebilmesi’’ gibi 8 point arc’ı
yamultan, sıralamasını sarsan bir engel yerleştirmiştir hikayeye. Bu anlamda
LOTR’ın sürpizinin, Quest ile aynı anda kodlandığını söylemek mümkün. Sürprizin
makul ve şaşırtıcı olması kritik önem arz eder. Zira statis’e hiç değmeyen bir
sürpriz koymak hikayeyi abzürtleştireceği gibi fazla olağan bir sürpriz de
hikayeyi sıkıcı kılacaktır. Bu anlamda Kaan Ertem’in yarattığı karakter
‘’Erdener Abi’’nin cevapları ve Nasrettin hoca cevapları fikir açısından katkı
sağlayabilir.
5- Critical Choice: Quest’e devam etmek için aşılması gereken Surprise’ın
nasıl aşılacağının anlatılması. Hikayenin kahramanının deneyeceği alternatifleri
ve kahramanın nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayacağımız kısım. Bond’un
seçimleri genellikle zekaya dayanır. Salak bir Bond olmaz tahmin edeceğiniz
üzere. Fakat biz Bond’un ne kadar süpersonik bir adam olduğunu sürprizi aşmak
için denediği yollardan anlarız. Bu anlamda Trible X adlı aksiyon filminde çok
çarpıcı bir Critical Choice’ye değinmek isterim. Kahraman Vin Diesel ateş
altındadır ve ateşin nereden geldiğini görememektedir. Düşmanının da sigara
tiryakisi olduğu bilgisine sahiptir. Elinde de öyle manyak bir silah vardır ki,
dumana/ısıya güdümlüdür. Diesel ‘’aaa doğru ya lan, evreka ’’ der ve tetiğe basar. Roket gider, sigara içen
düşmanın kafasına oturur. LOTR’da ise yine usta kurt Tolkien ortalığı Critical
Choice’lara boğmuştur. Üçlemenin birincisinde öylesi Critical Choicelar vardır
ki yine 8 point arc metoduyla göbek atar. Tüm ırklardan gelen liderlerin
bulunduğu masada, nasıl bir quest olacağı konuşulurken hiçbir ırk temsilcisi bu
seçimin sorumluluğunu istemez. Bu noktada yüzük için aday olan kahraman Frodo
hem Critical Choice’u yapar hem de questi belirler. Fakat hikayenin ana
Critical Choice’u taa hikayenin anlatıldığı ilk anlarda verilmiştir. Dahi adam
Tolkien, Dark Lord Sauron’un yok edilmesi ile ele geçen yüzüğün, Mordor
dağlarında yok edilme şansı varken, İnsan Kral İsildur’un ‘’kıymetlimis’’
kafasına girmesi ve yüzüğü sahiplenmesi şeklinde hikayeye giydirir. Sonra bu
seçim yüzünden komple bir üçleme yazılmıştır. Anlatılan hikayenin Critical
Choice’larını yazmak ise ayrı bir yazının konusu.
Somut Critical choice örneği: Ortada kuyu varsa yandan geçmek bir
critical choice’dur. Küçümsenmemelidir zira ortadan geçmek de bir critical
choice olabilir. Hikaye kuyudan devam edebilir bu andan itibaren.
Yazardan C.Choice sorusu: Tem otoyolunda karşıdan karşıya geçmek için üst
geçit yoktur. Kahramanımız pokemon ustası Ash nasıl karşıya geçer ?
6- Climax: Surprise’ı aşmak için seçilen C.Choice’un neticesidir. Climax
ile hikayenin çatışması ortadan kalkar. Hikayedeki çatışma hatırlayacağınız
üzere surprise ile ortaya çıkmıştı. Bond efendinin climax’ı genellikle yakmak,
yıkmak, asmak, kesmektir. Fakat zaman zaman tilki planlar kurup surprise’ı
düşünsel olarak da çökerttiği olur. Ama bir patlama olur illaki. LOTR’da da
benzer bir climax göze çarpıyor. Miğferdibi savunması, Minastirith savunması ve
Orta Dünya Savaşı gibi savaşlar üçlemenin yan climaxlarıdır. Şeker Çocuk Frodo’nun
hikayenin sürprizlerinden olan ‘’lan biz yola çıktık da bu Mordor’a nasıl
gidicez’’ durumunu yüzük bağımlısı yaratık Smeagol’ı rehber diye bağrına
basarak aşması da bir climaxdır. Büyük zat Tolkien hikayenin climax’ını ise
quest’te açıklamıştır; Yüzük Mordor Dağının lavlarında yok edilmeli. Frodo’nun
lavlara Smeagol ile beraber gömerek yok ettiği yüzük hikayenin başından beri
beklenen ana climax’tır.
7- Reversal: Climax’ı gerçekleştirdikten sonra oluşan durum. Bir nevi
hikayede geriye gidiş. Yolculuğun bittiği ve mevzuyu kaptığımız bölüm. Burada
hikayeye başlarken gördüğümüz karakterler değişime uğramıştır. Bond serilerini
burada ikiye ayırmak gerekir. Erken dönem Bond filmlerinde bir reversal vardır
fakat Bond amcam öylesine mekanik bir adamdır ki, onca mevzudan çıkar, zerre
karakteri oynamaz. Biz de o filmlerde bir halt olmayacağını bile bile aradaki
tantanayı, şamatayı izleyip eğleniriz. Sonra tüketip, evimize gider yatarız.
Fakat Daniel Craig’li Bond filmlerinde reversal komple mekanı, zamanı ve
karakteri değiştirir. Bu filmlerde, Bondcuğumuz öptüğü kızları ‘’skor’’ olarak
görmez inceden sever. Yaşadığı hadiselerden etkilenir. Üzülür, triplere girer,
erdemli olur, katil olur. Craig’li, Bond filmlerini daha saygın kılan bu
reversal olayıdır. LOTR’da ise reversal
damperledir. Gandalf’ın ilk serüvende kapıştığı devasa yaratık Balrog ile
beraber karanlığa gömülmesi bir reversaldır. Hisli çocuk Frodo’nun
‘’Gendeeeaaallllff’’ şeklindeki haykırışını ‘’reverseaaaaall’’ diye
okuyabiliriz. Tabi üstad Tolkien hikayeye özellikle bu aşamada sağlam girer.
Zira onca surprise, quest, c. Choice, climax’tan sonra yok edilen yüzük bir
nevi boşalma reversal’ı olarak ortaya çıkar.
Reversal örnekleri: Macbeth’in şerefsizliği trajediyi sadece intihar ile
çözecek ve rahatlatacak bir reversal örneğidir. Macbeth’in bu kadar tesirli bir
yapıt oluşunun sırrı reversalında gizlidir. Macbeth must die ! Başka yolu
yoktur. Tabi her intiharı da bir reversal olarak görmeyelim. Rakı sofralarında
yapılan ‘’şişede durduğu gibi durmaz’’ geyiği de aslında bir reversalın
işaretidir. Sarhoşluk reversaldır.
8- Resolution: Yeni statisimizdir. Gerçekleşen 6 aşamadan sonra oluşan
yeni durum, karakter, zaman ve mekandır. Dengeler alt üst olmuştur. Köprünün
altından çok sular geçmiştir. Oluşan yeni dengedir. Resolution’un 8 point arch
için önemi, yeni hikayeye hazırladığı zemindir. Reversal’da ikiye ayırdığım
Bond filmlerini burada da ikiye aynı şekilde ayırıyorum. Erken dönem Bond’lar
zaten cyborgtür. Bir sonraki filmde aynı ruh hali ve karakterde olacaktır.
Patlayan mekanlar, oluşan konjonktür gibi detaylarla da bir daha
karşılaşılmayacağından burada resolution yoktur. Craig’li Bondlarda ise
karakter ve yan karakterlerin edinimlerine resolution diyebiliriz. Yine de Bond
filmleri resolution için yetersiz bir örnek. LOTR’da ise ortam komple değişmiş
ve hikaye sıfırlanmıştır. Yüzüğün yok olması ile ırklar rahat nefes alır,
elfler cennet gibi ortamlara giderler. Aragorn savaştan muzaffer çıkan bir ülke
kralına dönüşür. Gandalf büyü sektöründen emekliliğini ister. Mordor’un korku
saçan alevleri ve her yeri dikizleyen kocaman gözü yok edilir. Böylece hikayenin
sonu bir çeşit başlangıca dönüşür. Resolution yazara hikayeyi devam ettirme
imkanı verirken seyirciye de ‘’sonra nolmuştur acaba’’ şeklinde bir çocuk
hediye eder. Aynı zaman da içinde bir takım duyguları da ihtiva eder.
Unutulmamalıdır ki hikaye seyircisi adam gibi bir son bekler. İyi yada kötü
değil. Adam gibi adam Tolkien’in armağanı gibi bir son.
2 Şubat 2013 Cumartesi
Yaratıcı Yazarlık Dersleri : Açıklama
Merhaba ;
Blogumuzda paylaştığımız ders içerikleri işlediğimiz derslerin bire bir aynısı değildir. Atölyelere katılan kulüp üyelerinin aldıkları notları kendi izlenimleriyle birleştirmesi sonucu yazdığı birer denemedir.Ders içerikleri için ayrıntılı bir referanslama yapamayacağız çünkü okuduklarımızı değil dinlediklerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Bu durumda da tek referansımız hocamız Celil Oker olmakta.Elimizden geldiğince okuduğumuz kitaplarla ve tartışma konularımızla ilgili içerikleri de paylaşmaya çalışacağız. İyi okumalar. :)
Blogumuzda paylaştığımız ders içerikleri işlediğimiz derslerin bire bir aynısı değildir. Atölyelere katılan kulüp üyelerinin aldıkları notları kendi izlenimleriyle birleştirmesi sonucu yazdığı birer denemedir.Ders içerikleri için ayrıntılı bir referanslama yapamayacağız çünkü okuduklarımızı değil dinlediklerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Bu durumda da tek referansımız hocamız Celil Oker olmakta.Elimizden geldiğince okuduğumuz kitaplarla ve tartışma konularımızla ilgili içerikleri de paylaşmaya çalışacağız. İyi okumalar. :)
Yaratıcı Yazarlık Manifestosu
Başladık, Devam Ediyoruz!
Hayal gücü sınırsızdır , peki ya bir sınıra çarparsa? Bizce yaratıcılık burada başlıyor insanın kendini gerçekleştirme derdiyle, hayal gücü bir şeylere çarptığında. Bu durumda insanlar ikiye ayrılıyor: Yazanlar ve yazmazdan geliyor.
Biz kalem ve kağıdın yardımını kabul edip kurmacanın aldatmacası içersinde bazen hayatı , bazense hayattan daha güzel bir hayatı anlatıyoruz. En önemlisi de bu oyunu beraber oynuyoruz. Saklanacak ya da eleştiriye kapalı hiçbir şey yok.İzlenimlerimizi , yaşantılarımızı her anlatmak istediğimizde elimiz kağıda kaleme gittiği için asıl sorunumuz ne yazacağımız değil , nasıl yazacağımız. Yazının fikrini ve tekniğini bir arada tartışıyor, tüm tabuların ve klişelerin üzerinde tepiniyoruz!
Bu sene yazım atölyemizi destekleyecek bir de okuma atölyesi düzenliyoruz. Burada yapacağımız konsept okumalarla edebiyatın felsefi dinamiklerini irdelemeyi , biriktirerek ilerlemeyi ve ortaya koyduğumuz ürünleri yayınlamayı hedefliyoruz.
Geçen sene "başla" sloganıyla yola çıkmıştık , bu sene kaldığımız yerden yeni kalemlerle devam ediyoruz.
Yaratıcı Yazarlık Kulübü Güz/2012
Hayal gücü sınırsızdır , peki ya bir sınıra çarparsa? Bizce yaratıcılık burada başlıyor insanın kendini gerçekleştirme derdiyle, hayal gücü bir şeylere çarptığında. Bu durumda insanlar ikiye ayrılıyor: Yazanlar ve yazmazdan geliyor.
Biz kalem ve kağıdın yardımını kabul edip kurmacanın aldatmacası içersinde bazen hayatı , bazense hayattan daha güzel bir hayatı anlatıyoruz. En önemlisi de bu oyunu beraber oynuyoruz. Saklanacak ya da eleştiriye kapalı hiçbir şey yok.İzlenimlerimizi , yaşantılarımızı her anlatmak istediğimizde elimiz kağıda kaleme gittiği için asıl sorunumuz ne yazacağımız değil , nasıl yazacağımız. Yazının fikrini ve tekniğini bir arada tartışıyor, tüm tabuların ve klişelerin üzerinde tepiniyoruz!
Bu sene yazım atölyemizi destekleyecek bir de okuma atölyesi düzenliyoruz. Burada yapacağımız konsept okumalarla edebiyatın felsefi dinamiklerini irdelemeyi , biriktirerek ilerlemeyi ve ortaya koyduğumuz ürünleri yayınlamayı hedefliyoruz.
Geçen sene "başla" sloganıyla yola çıkmıştık , bu sene kaldığımız yerden yeni kalemlerle devam ediyoruz.
Yaratıcı Yazarlık Kulübü Güz/2012
28 Ocak 2013 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)