27 Şubat 2013 Çarşamba

8 Point Arc


İnsanlığın başlangıcı ile beraber başlayan hikaye anlatma (yazılı tarih ile beraber yazma) metodlarının varabildiği en sistematik yöntemi bilmek ve yazabilmenin en önemli anahtarlarını kavrayabilmek:
1-   Statis: Anlatılacak hikayenin ilk durumu ve dengesidir. Hikayenin karakterlerinin rutinleri, yaşadıkları zaman ve mekanın olağanlığını tanımlamak için kullanılan terimdir statis. ‘’Tüm hikayelerin başlangıcında hiçbir şey olmaz’’ şiarından hareketle özetlenebilir. Bu olağanlık, durağanlığı yahut somut bir gerçeği ifade etmek zorunda değildir. Yöntemi anlatmak için 8 aşamada da kullanacağım ‘’James Bond, Lord Of The Rings=LOTR ’’ örneklerinden anlatmam gerekirse. James bond filmlerinin statis’i macera ve aksiyondur. Bond hikayenin en başında mevzudan mevzuya akmakta, önüne geleni harcamaktadır. Gökdelenlerden helikoptere atlayıp oradan denizde onu bekleyen deniz altısına binerek magmaya inebilir. Bu James Bond’un aleladeliği ve dengesidir. Bu anlamda LOTR üçlemesi yanıltıcı görünebilir zira film hikayenin temellendirilmesi ile başlar. Yüzüğün öyküsü anlatılır. Fakat kurmacanın dibine vurmuş olan Tolkien’ın statis’i ise kayıp yüzüğün etkilemediği olağan bir Orta Dünya metaforudur. Bu kurmaca dünyada bir takım ırklar (hobbit,elf,goblin,cüce) statislerinde ve bir dengede takılmaktadırlar.
2- Trigger: Statisteki dengeyi ve rutini bozan tetikleyicidir. Yolculuğun başlatıcısıdır. Hikayenin kahramanlarına yahut mekan ve zaman algısına genellikle dışarıdan gelen ateşleyicidir. Bond örneğinde bu trigger bağıra bağıra gelir. Bond’un cep telefonuna yahut odasındaki teknolojik duvara gelen bir mesaj ile Bond’un statis’i değişime uğrar. Elemanımız şu saatten sonra bağlasan durmaz. Zira kurtarılacak bir ülke ve insanlar olduğu ve bunun Bond’a bağlı olduğu bilgisi gelmiştir. Keza LOTR’da da yüzüğün asıl sahibi olan kötülüklerin şahı, yok edilmiş kral Sauron’un ruhu tekrar piyasaya çıkar ve yüzüğün emanetçisi hobbitlerden Bilbo, Gandalf’ın uyarısı ile yüzükle vedalaşır. Bu hikayenin triggerları gizli ve çok olmasına rağmen bana göre asıl baba trigger ‘’yüzüğün yok edilmesi gerekliliğidir’’. Bu gereklilik ile statis dönülmez akşamın ufkuna girer.
 Çeşitli triggerlar: Suç ve Ceza’da sefalet içindeki karakter en sonunda saatini satmak zorunda kalınca triglenmiştir. Veya evinde pinekleyen bir asosyal vatandaşı, camına konan bir kuşun cıvıltısı trigleyebilir. Aşk filmlerinin hikayelerinin bodoslama triggerı ise karakterlerin çarpışmasıdır.
!!!Yazardan aforizma: Trigger ne kadar soyut ve gizli olursa, hikaye o kadar çok şey vaat eder.

3- Quest: Trigger’ın etkisi ile çıkılan arama yolculuğudur. Yolun kendisidir. Bir çeşit üstlenilmiş sorumluluk/görev anlamına gelir. Bond’un tüm ekipmanını ve hazırlıklarını tamamladığı aşamadır. Bu aşamaya yolculuğun bir kısmı da dahil edilebilir. Mesela Bond reis kalkar saatte 500 Km hız yapan arabası ile mevzu yapacağı mekana gider. Oralarda birileriyle tanışır, hırpalar, arada hatun öper. LOTR’da ise sevimli hobbitlerimiz Frodo ve Sam’in, memleketleri Shire’dan ayrılışları açık bir quest olarak Sam tarafından dillendirilmiştir. Sam, daha önce hiç geçmediği bir sınıra geldiğinde çok pis triplere girer. Frodo’ya ‘’lan biz quest aldık, uyandırayım’’ minvalinde bir konuşma yapar. Fakat kurmacanın şahı değil şahbazı olan Tolkien’in asıl questi daha barizdir; yüzük yok edilmeli.

4- Surprise: Sürpriz (bknz:lang to lang).  Quest’i çekici kılmak için üretilen problem, aşılması gereken engeldir. Bu engeli hikayenin neresine koyarsanız, questin parlamaya başladığı yer olacaktır. Sürprizin biçimi ve zorluğu da hikayeye derinlik katmak için elzemdir. Bond’un karşısına çeşitli sürprizler çıkmakla beraber genelde çok sağlam korunan bir mekan yahut anlaşılamayan ilişkiler bütünü gibi engeller çıkar. Lotr’da ise sürpriz epey sağlamdır. Kurmacanın tillahı olan Tolkien, ‘’yüzüğün sadece tek bir mekanda yok edilebilmesi’’ gibi 8 point arc’ı yamultan, sıralamasını sarsan bir engel yerleştirmiştir hikayeye. Bu anlamda LOTR’ın sürpizinin, Quest ile aynı anda kodlandığını söylemek mümkün. Sürprizin makul ve şaşırtıcı olması kritik önem arz eder. Zira statis’e hiç değmeyen bir sürpriz koymak hikayeyi abzürtleştireceği gibi fazla olağan bir sürpriz de hikayeyi sıkıcı kılacaktır. Bu anlamda Kaan Ertem’in yarattığı karakter ‘’Erdener Abi’’nin cevapları ve Nasrettin hoca cevapları fikir açısından katkı sağlayabilir.

5- Critical Choice: Quest’e devam etmek için aşılması gereken Surprise’ın nasıl aşılacağının anlatılması. Hikayenin kahramanının deneyeceği alternatifleri ve kahramanın nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayacağımız kısım. Bond’un seçimleri genellikle zekaya dayanır. Salak bir Bond olmaz tahmin edeceğiniz üzere. Fakat biz Bond’un ne kadar süpersonik bir adam olduğunu sürprizi aşmak için denediği yollardan anlarız. Bu anlamda Trible X adlı aksiyon filminde çok çarpıcı bir Critical Choice’ye değinmek isterim. Kahraman Vin Diesel ateş altındadır ve ateşin nereden geldiğini görememektedir. Düşmanının da sigara tiryakisi olduğu bilgisine sahiptir. Elinde de öyle manyak bir silah vardır ki, dumana/ısıya güdümlüdür. Diesel ‘’aaa doğru ya lan, evreka ’’ der ve  tetiğe basar. Roket gider, sigara içen düşmanın kafasına oturur. LOTR’da ise yine usta kurt Tolkien ortalığı Critical Choice’lara boğmuştur. Üçlemenin birincisinde öylesi Critical Choicelar vardır ki yine 8 point arc metoduyla göbek atar. Tüm ırklardan gelen liderlerin bulunduğu masada, nasıl bir quest olacağı konuşulurken hiçbir ırk temsilcisi bu seçimin sorumluluğunu istemez. Bu noktada yüzük için aday olan kahraman Frodo hem Critical Choice’u yapar hem de questi belirler. Fakat hikayenin ana Critical Choice’u taa hikayenin anlatıldığı ilk anlarda verilmiştir. Dahi adam Tolkien, Dark Lord Sauron’un yok edilmesi ile ele geçen yüzüğün, Mordor dağlarında yok edilme şansı varken, İnsan Kral İsildur’un ‘’kıymetlimis’’ kafasına girmesi ve yüzüğü sahiplenmesi şeklinde hikayeye giydirir. Sonra bu seçim yüzünden komple bir üçleme yazılmıştır. Anlatılan hikayenin Critical Choice’larını yazmak ise ayrı bir yazının konusu.

Somut Critical choice örneği: Ortada kuyu varsa yandan geçmek bir critical choice’dur. Küçümsenmemelidir zira ortadan geçmek de bir critical choice olabilir. Hikaye kuyudan devam edebilir bu andan itibaren.

Yazardan C.Choice sorusu: Tem otoyolunda karşıdan karşıya geçmek için üst geçit yoktur. Kahramanımız pokemon ustası Ash nasıl karşıya geçer ?

6- Climax: Surprise’ı aşmak için seçilen C.Choice’un neticesidir. Climax ile hikayenin çatışması ortadan kalkar. Hikayedeki çatışma hatırlayacağınız üzere surprise ile ortaya çıkmıştı. Bond efendinin climax’ı genellikle yakmak, yıkmak, asmak, kesmektir. Fakat zaman zaman tilki planlar kurup surprise’ı düşünsel olarak da çökerttiği olur. Ama bir patlama olur illaki. LOTR’da da benzer bir climax göze çarpıyor. Miğferdibi savunması, Minastirith savunması ve Orta Dünya Savaşı gibi savaşlar üçlemenin yan climaxlarıdır. Şeker Çocuk Frodo’nun hikayenin sürprizlerinden olan ‘’lan biz yola çıktık da bu Mordor’a nasıl gidicez’’ durumunu yüzük bağımlısı yaratık Smeagol’ı rehber diye bağrına basarak aşması da bir climaxdır. Büyük zat Tolkien hikayenin climax’ını ise quest’te açıklamıştır; Yüzük Mordor Dağının lavlarında yok edilmeli. Frodo’nun lavlara Smeagol ile beraber gömerek yok ettiği yüzük hikayenin başından beri beklenen ana climax’tır.

7- Reversal: Climax’ı gerçekleştirdikten sonra oluşan durum. Bir nevi hikayede geriye gidiş. Yolculuğun bittiği ve mevzuyu kaptığımız bölüm. Burada hikayeye başlarken gördüğümüz karakterler değişime uğramıştır. Bond serilerini burada ikiye ayırmak gerekir. Erken dönem Bond filmlerinde bir reversal vardır fakat Bond amcam öylesine mekanik bir adamdır ki, onca mevzudan çıkar, zerre karakteri oynamaz. Biz de o filmlerde bir halt olmayacağını bile bile aradaki tantanayı, şamatayı izleyip eğleniriz. Sonra tüketip, evimize gider yatarız. Fakat Daniel Craig’li Bond filmlerinde reversal komple mekanı, zamanı ve karakteri değiştirir. Bu filmlerde, Bondcuğumuz öptüğü kızları ‘’skor’’ olarak görmez inceden sever. Yaşadığı hadiselerden etkilenir. Üzülür, triplere girer, erdemli olur, katil olur. Craig’li, Bond filmlerini daha saygın kılan bu reversal olayıdır.  LOTR’da ise reversal damperledir. Gandalf’ın ilk serüvende kapıştığı devasa yaratık Balrog ile beraber karanlığa gömülmesi bir reversaldır. Hisli çocuk Frodo’nun ‘’Gendeeeaaallllff’’ şeklindeki haykırışını ‘’reverseaaaaall’’ diye okuyabiliriz. Tabi üstad Tolkien hikayeye özellikle bu aşamada sağlam girer. Zira onca surprise, quest, c. Choice, climax’tan sonra yok edilen yüzük bir nevi boşalma reversal’ı olarak ortaya çıkar.

Reversal örnekleri: Macbeth’in şerefsizliği trajediyi sadece intihar ile çözecek ve rahatlatacak bir reversal örneğidir. Macbeth’in bu kadar tesirli bir yapıt oluşunun sırrı reversalında gizlidir. Macbeth must die ! Başka yolu yoktur. Tabi her intiharı da bir reversal olarak görmeyelim. Rakı sofralarında yapılan ‘’şişede durduğu gibi durmaz’’ geyiği de aslında bir reversalın işaretidir. Sarhoşluk reversaldır.

8- Resolution: Yeni statisimizdir. Gerçekleşen 6 aşamadan sonra oluşan yeni durum, karakter, zaman ve mekandır. Dengeler alt üst olmuştur. Köprünün altından çok sular geçmiştir. Oluşan yeni dengedir. Resolution’un 8 point arch için önemi, yeni hikayeye hazırladığı zemindir. Reversal’da ikiye ayırdığım Bond filmlerini burada da ikiye aynı şekilde ayırıyorum. Erken dönem Bond’lar zaten cyborgtür. Bir sonraki filmde aynı ruh hali ve karakterde olacaktır. Patlayan mekanlar, oluşan konjonktür gibi detaylarla da bir daha karşılaşılmayacağından burada resolution yoktur. Craig’li Bondlarda ise karakter ve yan karakterlerin edinimlerine resolution diyebiliriz. Yine de Bond filmleri resolution için yetersiz bir örnek. LOTR’da ise ortam komple değişmiş ve hikaye sıfırlanmıştır. Yüzüğün yok olması ile ırklar rahat nefes alır, elfler cennet gibi ortamlara giderler. Aragorn savaştan muzaffer çıkan bir ülke kralına dönüşür. Gandalf büyü sektöründen emekliliğini ister. Mordor’un korku saçan alevleri ve her yeri dikizleyen kocaman gözü yok edilir. Böylece hikayenin sonu bir çeşit başlangıca dönüşür. Resolution yazara hikayeyi devam ettirme imkanı verirken seyirciye de ‘’sonra nolmuştur acaba’’ şeklinde bir çocuk hediye eder. Aynı zaman da içinde bir takım duyguları da ihtiva eder. Unutulmamalıdır ki hikaye seyircisi adam gibi bir son bekler. İyi yada kötü değil. Adam gibi adam Tolkien’in armağanı gibi bir son.


                                                         Yaratıcı Yazar Burak Altınay’dan sevgilerle… 

2 Şubat 2013 Cumartesi

Yaratıcı Yazarlık Dersleri : Açıklama

Merhaba ;
Blogumuzda paylaştığımız ders içerikleri işlediğimiz derslerin bire bir aynısı değildir. Atölyelere katılan kulüp üyelerinin aldıkları notları kendi izlenimleriyle birleştirmesi sonucu yazdığı birer denemedir.Ders içerikleri için ayrıntılı bir referanslama yapamayacağız çünkü okuduklarımızı değil dinlediklerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Bu durumda da tek referansımız hocamız Celil Oker olmakta.Elimizden geldiğince okuduğumuz kitaplarla ve tartışma konularımızla ilgili içerikleri de paylaşmaya çalışacağız. İyi okumalar. :)

Yaratıcı Yazarlık Manifestosu

Başladık, Devam Ediyoruz!
Hayal gücü sınırsızdır , peki ya bir sınıra çarparsa? Bizce yaratıcılık burada başlıyor insanın kendini gerçekleştirme derdiyle, hayal gücü bir şeylere çarptığında. Bu durumda insanlar ikiye ayrılıyor: Yazanlar ve yazmazdan geliyor.

Biz kalem ve kağıdın yardımını kabul edip kurmacanın aldatmacası içersinde bazen hayatı , bazense hayattan daha güzel bir hayatı anlatıyoruz. En önemlisi de bu oyunu beraber oynuyoruz. Saklanacak ya da eleştiriye kapalı hiçbir şey yok.İzlenimlerimizi , yaşantılarımızı her anlatmak istediğimizde elimiz kağıda kaleme gittiği için asıl sorunumuz ne yazacağımız değil , nasıl yazacağımız. Yazının fikrini ve tekniğini bir arada tartışıyor, tüm tabuların ve klişelerin üzerinde tepiniyoruz!

Bu sene yazım atölyemizi destekleyecek bir de okuma atölyesi düzenliyoruz. Burada yapacağımız konsept okumalarla edebiyatın felsefi dinamiklerini irdelemeyi , biriktirerek ilerlemeyi ve ortaya koyduğumuz ürünleri yayınlamayı hedefliyoruz.

Geçen sene "başla" sloganıyla yola çıkmıştık , bu sene kaldığımız yerden yeni kalemlerle devam ediyoruz.

Yaratıcı Yazarlık Kulübü                Güz/2012